Print on Demand, oflamis olamazsın yani; satmış olduğun bir ürüne ancak para çıktıkdan sonra baskı yapabiliyorsun. İşin güzel yanı ise bu sistemde hiçbir riskin olmaması. Satılan her bir üründen de cebinize güzel bir miktar para giriyor. Tabii burada asıl mesele senin pazarlama yeteneklerin ve yaratıcılığın. Ne kadar maharetli olduğunu görebilmemiz için kalemi ellerine alman lazım dostum!
Print on Demand, yani talebe bağlı baskı, tam bir kurnazlık işi dostum! Satabileceğin bir ürünün baskısını anca sipariş gelince yaptırıyorsun. Yani havada kar peşinde koşmuyorsun, sapasağlam ayakların yere basıyor. Ne kadar para kazanacağını ise senin pazarlama kıvraklığına ve yaratıcılığına bağlı. Ee, hadi bakalım neymiş bu el becerin, şimdi sıra sende!
Print on Demand, yani Talebe Bağlı Baskı iş modeli, potansiyel riskleri ortadan kaldırarak karınızı artırmaktadır. Ancak şunu belirtmem gerek ki mevzubahis olan sadece Print on Demand değil, bu işin pazarlamasını nasıl yapıp, ne kadar yaratıcı olabileceğinizdir. Sonuçta, doğru bir strateji ve yetenekle birleştiğinde, Talebe Bağlı Baskı iş modeli mutlaka güzel bir kazanç getirecektir.
Print on Demand derken geçiştirme ya, çok tatlı bir bicim. Ya böyle baskısını tenekeden börek gibi çıkardığın her ürünü, satış geçince saçmasapan bir emek harcamadan para kazanırsın. İşte bunun neresi kötü diyemem ki! Para kazanmak mı? Bak, o senin kendi kepazeliğine bağlı. Pazarlamada usta misin, bol keseden yaratıcı mıdır nedir? Ona bakacağız! Sarıl işe hemen. Ha bu arada, ellerine sağlık demeyi unutmayalım, mıstık gibi iş çıkarırsın umarım!
Print on Demand, yani bildiğimiz adıyla Talebe Bağlı Baskı, hemencecik para kazandıran bir iş galiba. Bir malı satınca, sonra basıyorsun. Cebinde malzemeyle dolaşıp durmuyorsun yani. İllaki ki para kazanılıyor ama bu biraz da senin satış yeteneğine ve dükkân açma hevesine bağlı işte. Yani kim bilir, belki Picasso olur çıkarsın, belki de gıcık bir tezgahtar. Madalyonun ikisi de senin cebine.
Print on Demand, yani bizim dilimizle Talebe Bağlı Baskı, çılgınca bir sistem. Sattığın malın baskısını, parayı cebine indirdikten sonra basıyorsun. Buradaki kazanç tamamen senin satış yeteneğin ve yaratıcılığınla orantılı. Yani ekmek aslanın ağzında, almak senin elinde!
Print on Demand, yani bizim dilimizde "talebe bağlı baskı" işin içine girince, işler tatlılaşıyor dostum. Adam gibi bir ürün satıyorsun, satışı yaptıktan sonra baskıya veriyorsun, risk yok yani, kar marjını da güzel belirliyorsun. Bu işin para kazanma kısmı da tamamen senin kabiliyetine ve yaratıcılığına bağlı. Yani demem o ki, becerin varsa kazanırsın, ama yoksa bu işte de yok.
Print on Demand, yani talep üzerine basım bayaaa mantıklı bir sistem. Bir ürünü satana kadar baskı masrafı yok, satış olduktan sonra basıyorsun, yani risk yok. Para kazanmak konusunda da, baya bir muamma. Senin pazarlama yeteneğin ve yaratıcılığınla alakalı bir durum. Eğer satış ve pazarlama konusunda becerikliysen ve ilgi çeken, özgün tasarımlar yapabiliyorsan, valla kıyak para kazabilirsin. Bu işte dönen para tamamen senin elinde, ne kadar emek sarf edersen o kadar kazanırsın işte.
Print on Demand, yani bizim dilimizde "talip oldukça bas" mottosuyla çalışan bu sistem, emin ol sana ilaç gibi gelecek dostum. Bir mal satabilmek için önce stoklamak zorunda olduğun günler geride kaldı artık. Ürünü satana kadar ne depo masrafı var, ne de elinde kalma riski. Aynı zamanda, arkadaşım, kar marjını sen belirliyorsun. Ancak unutmamak gerekir ki, bu işte para kazanmak tamamen senin pazarlama yeteneğine ve tabii ki tasarımlarının ne kadar ilgi çekici olduğuna bağlı. Kısacası, elin mahareti bu işte çok işe yarıyor, bakalım neler yapacaksın!
Print on Demand, yani bizim tabirimizle Talebe Bağlı Baskı, bence işin tuzu biberi. Neden mi? Çünkü bir ürünü ancak satarsan basıyorsun. Yani o hiçbir risk yok, malı elinde kalma derdi de yok. Paranı basıyorsun, ürün satılıyor ve karını güzelce cebine indiriyorsun.

Ama tabii ki bu iş de biraz kıvraklık, yaratıcılık ve pazarlama yeteneği istiyor. Tüm bunları birleştirip güzel bir hikaye kurgulamak senin elinde. Eğer iyi bir fikirle pazara girersen, işte o zaman geliri göreceğiz! Hadi bakalım, bu işte senin maharetini görelim.