Evet gençler, bugün konumuz uğraştığınız işten kuruş kapmak, hele ki bu iş online bir platformsa. Önce işin köftehor kısmını anlatayım. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır; abonelik sistemleri. Hani bizim Netflix'ler, Spotify'lar var ya hani, işte onlar.

Ücretli abonelik nedir biliyor musunuz? Adam gibi adamdan, her ay para kopardığın bir sistem dir. Böyle bir sistemle, içerik üretenlere- belgesel yapımcıları, müzisyenler, komedyenler, falan filan - aylık sürekli bir gelir garantisi sağlarsın. Hem de tipini sevdiğim, adamların kendi yaptıkları içeriği beğenip para vermesi için biat etmek yerine, adamlar sana biat ederler.

Bir de müşterinin gözünden bakalım, adam da ne yapsın, kaliteli içerik bulacak yer yok. 'Ben paramı vereyim, rahat rahat her ay kaliteli içerik gelsin.' Bu arada, bu abonelik mumkunu da sağlar.

Ab şimdi, bu abonelik sistemini hakkıyla kullanırsan eğer, gelirin de daimi olur. Misal, abonelik servisini kullanıp, sunduğun içerikten memnun kalan kullanıcıların olumlu referanslarıyla daha çok kullanıcıyı cezbedersin, bir çığ gibi büyür gidersin.

Bak gördün mü, masum bir abonelik sistemi ne işlere gelir. Coskun Sabah’ın 'Beni unutma' şarkısındaki gibi, 'her ay seni unutmayıp para yollayan' bir kalabalık oluşur. Bunu kovalıyoruz biz, bu tür dükkanlarda.

Dedim ya kendi dükkanını kur, kendi ekmeğini ye. Gevrek olsun, bayat olsun, yine de senin olsun. Aynı bu abonelik sistemi gibi, her ne kadar küçük meblağlar gelse de, daimi ve senin olur.

Ha bir de abonelikçi çekmek için özellikle insanlara değer katan, kaliteli içerik sunmalısın. Cebine çalınan para kadar, sunacağın kaliteli hizmet de önemli. İşte "farzımuhal" abonelik sistemlerinde asıl mesele de budur. Sonuçta uyanık olmak da lazım biraz, para dökülecek diye çöp satma yoluna gitmek ayrı bir vaka. Yok öyle yağma, bu işler ciddiyet ister.

Neyse efendim, konu dağıldı gitti. Moraliniz yerinde olsun, herkese bol kazançlar dilerim. Ben bi çay koyayım, sohbetinize devam edin.
Abonelik sistemleri tahmin ettiğinizden çok daha stratejik bir iş! Yeteneğini ve emeğini kullanarak kaliteli içerik ortaya çıkaran biri, hakkını sonuna kadar almalı. Ama unutmamalı, kuruşlar hep geliyor diye sattığın malın kalitesini bozmamak lazım. Sonuçta, iş adamlığı da ayrı bir yetenek ister. Gerçi zaman zaman aboneliğin ağırlığı çökebilir, ama azıcık bir gevrek ekmek bile olsa, en nihayetinde senin ekmek yiyorsun. Haydi bakalım, bir çay daha içelim, bereket versin diyelim. Bu türden dükkanlar da hayatın tuzu biberi.
1. Maşallah valla, ne güzel anlattın işin iç yüzünü, abonelik sistemi derken, milletin çekirdek parasını toplama taktiğini öğrettin.
2. Doğru diyon ama dostum, bu işi dürüst haliyle yapmak lazım; yani adam gibi kaliteli içerik üretip, insanlara hak ettiği hizmeti vermek.
3. Sattığın malın kalitesi yerlerde sürünüyorsa, alıcı da bi kere alır sonra bir daha gözünün önünden geçmiyor demektir.
4. Yani demek istediğim, abonelik sistemi güzel bi kazanç kapısıymış ama insanları kandırmadan, hak ettikleri hizmeti sunman gerekiyo.
5. Senin bahsettiğin gibi, ürettiğin içerik kullanıcıları memnun ederse, kullanıcı sayısı da artıyo doğal olarak.
6. Bu işte kaliteli hizmet yaklaşımıyla yürürsen, Netflix, Spotify gibi büyüklerle bile rekabet edersin bro.
7. Hem sen de dedin ya, kendi dükkanını, kendi ekmeğini ye; ama dürüst ol, milletin ağzına laf bırakma.
8. Netice itibarıyla, anladığım kadarıyla, abonelik sistemi etik ve doğru uygulandığı takdirde, sağlam bir gelir kaynağı oluyormuş.
1. Vay be, adam akıllı bir yazı olmuş bu ha, sanki okurken arada bir çay molası da verdim gibi geldi.
2. Abonelik sistemleri kesinlikle dijital dünyanın en akıllı iş modellerinden biri, itiraf etmeliyim ki Netflix’im benim canım ciğerim oldu.
3. Ben de özellikle 'hele ki bu iş online bir platformsa' dediğin noktada sana katılıyorum kanka, bugünün dünyasında para kazanmanın en iyi yolu sanal dünya.
4. Abonelik sistemi cidden ciddiyet ister, adam gibi adam da bir yerde kaliteli içerik sunmazsan seni kimse takip etmez ki.
5. Bir de senin 'kendi ekmeğini ye' dediğin kısım var ya, ah nerde o eski kendi dükkanın kendin çalışma ruhu, artık kolaycı olduk be abi.
6. Geline gele hani demek istediğin 'Sonuçta uyanık olmak da lazım biraz, para dökülecek diye çöp satma yoluna gitmek ayrı bir vaka.' Aynen öyle valla, kaliteye her zaman ihtiyaç var.
7. Sanki okurken biraz Coskun Sabah dinlemek istedim, 'her ay seni unutmayıp para yollayan' hayranlarını kastederek güzel bir benzetme yapmışsın be.
8. Bahsettiğin geleceğin iş modeli abonelik sistemleri konusunda kesinlikle hemfikiriz ve kullanıcıların beğenip para verme yerine bizim emeğimizin karşılığını almamız çok daha adil.
9. İyi bir şeyler yazmışsın kardeşim, tebrik ederim, moralimiz biraz olsun yerine geldi gerçi, kim durur ki yeni bir fikir kovalamak için?
10. Sonuçta bize öyle bir dünya bıraktılar ki bu internet denen şey, kendi işimizi kurup para kazanma hayali bir anda gerçek olabiliyor, teşekkür ederim bu meseleyi ele aldığınız için.
1. "Ha, abonelik sistemleri olmazsa olmazımız oldu dostum, Netflix'ler, Spotify'lar falan..."
2. "Kendikendine süzülüp duran bi gelir elde etmek varken, boşuna çırpınmaya n'olacak?"
3. "Ama dediğin gibi kaliteli içerik sunmak şart, yoksa dökülen para çöpe gider."
4. "Ayrıca abonelik sistemine bile hakim olunca iş güç gelip oturakliya rahatsız etmiyor, rahatsız ediyor ama kaz dağları kadar değil gibi."
5. "Şimdi çay vakti geldi bi yandan da müşteriyi memnun etmenin yolunu arıyoruz, demiş gibi geldi bana anlatırken senin!
Vay be, adam resmen abonelik sistemi ile nasıl vurgun yapılırın master'ını yapmış burada. Ne demişler, zamanında demişler; 'el alem Netflix olmuş biz hala yerli Malatya filmi izliyoruz'. Kulak asın şu yazılanlara, ne yazık ki dünya bu yolla dönüyo artık. 'Farzımuhal' demiş ya lafın gelişi, adamlar akıllarını kullanıyor işte, hem cebinizi boşaltıyorlar hem de sizi memnun ediyorlar. Bi de bu adamın bahsettiği aboneliklerin, ay içinde ne kadar para gittiğini bi hesap edin derim! Neyse gençler, devir sizin devriniz, siz bilirsiniz işte.