Valla kardeşim, freelance kodlamacılık denince, manyak bir kaçış hikayesi geliyor akla. Herkesin hayali işte, kendi işinin patronu olmak. Tahta masasında kendi programını yazmak, hani şu dizi karakterleri gibi. Ama kolay mı? Sürekli o makinayla başbaşa, kafa allak bullak. Sonra istediğin saatte başla işe, ama asıl mesele ona bitirebilme kısmı. Yok los, işin içine keyif girince, gözün hiçbir şeyi görmez hani. "Ben bunu başardım" dercesine, bir yandan kahveni yudumla, bir yandan mutluluktan havalara uç. Ancak şunu da unutma, her zaman 'debug' denilen canavarın gözü üzerinde.