Ha, sakın hafife alma! Freelance kodlamada işler hiç de öyle çantada keklik değil. Taban tabana kodları incelemek, öyle her daim pil dolu, ekran alışkanlıklarının sonucu. Hayır bir de lafını esirgemiyorsun: bir şeyler ters gidiyor, bir problem çıkıyor hemen.

Ne gam, sonunda elinde avucunda olmayan bir şeye göre daha dolgun bir mesai çıkıyor. Kendi saatlerini belirleme, patronun kendin olma olayı malı götürüyor doğrusu. Ama maddiyat ne ki? İçindeki olan biten de önemli. Bir parça keyif almadan iş olmaz, değil mi?

Yeni bir programı kodlamak, doğru düzgün çalışmasını izlemek... O tabir-caizse 'işte bu!' anı efsane. Bir kahveyi tekrar tekrar mideye indirmek, o keyfi ve freelance kodlamadaki özgürlüğü TL cinsinden de hesapladığında... Hani derler ya, 'stres yok pala, devam!' O an huzurla yatakta uzanıp uykuya dalıyorsun. Ama sakın ha, unutma! Gözün hep 'debug' tehlikesinde olsun!